Samanyolu Fanları (SF) : Öncelikle EREN ÖZYALÇIN'ı kısaca tanıyabilir miyiz?
Eren Özyalçın (FIRAT) : 11 Eylül 1984’de Sivas’ta doğdum. Geçimini esnaflıktan sağlayan bir ailenin çocuğuyum. İlk, orta ve lise eğitimimi Sivas’ta tamamladım. Oyunculukla lise yıllarımda tanıştım, amatör topluluklarda birçok oyunda oynadım ve o yıllardan sonra tek idealim konservatuar okumak oldu. Bu ideale ulaşmak 4 yılımı aldı, 4 yıllık süreçte elektrik ve kamu yönetimi bölümlerindeki eğitimimi yarıda bıraktım. 2005 yılında Selçuk Üniversitesi Devlet Konservatuarını kazandım ve şuan son sınıf öğrencisiyim.
SF : Gerçek hayattaki Eren ile dizideki Fırat arasında ne tür benzerlikler veya farklılıklar var.?
FIRAT : Uyuştuğumuz noktalar var tabi ki ama farklı olduğumuz da birçok nokta var. İnsanlara yardım etme konusunda hemfikiriz Fırat ile, belki de karakterin en çok sevdiğim özelliği bu diyebilirim. Aşk konusuna gelince, Fırat belki tam olarak farkında değil ama aşkını karşılıksız yaşıyor ve Dila’nın duygularından tam olarak emin olmamasına rağmen çok peşin hükümlü bir tavrı var (cevabın evet ise yüzüğü takarsın, takmasan da sende kalabilir çünkü benim o yüzüğü verebilecek başka kimsem olmayacak). Yani, Eren ne kadar âşık olursa olsun, karşı taraftan bir ışık görmeden bu cümleyi kuramaz. Çünkü bu yalan olur, hepimiz insanız ve duygularımızla besleniyoruz ve ne zaman ne olacağı belli olmaz. İşte, Fırat ile uyuştuğumuz ve uyuşamadığımız birer örnek, örnekler çoğaltılabilir tabi ki..
SF : Tek Türkiye ' ye nasıl başladınız. İlk teklif geldiğinde ne hissettiniz.?
FIRAT : Tek Türkiye dizisine, STV’de daha önce yapmış olduğum işlerin referansı sayesinde başladım. İlk teklif geldiğinde çok mutlu oldum, çünkü benim için avantajlı bir iş olduğunu düşünüyorum. Hem Konya’da çekilmesi açısından, hem de tutmuş bir dizinin parçası olmak gerçekten gurur verici.
SF : Sinema dünyasında örnek aldığınız bir oyuncu var mı?
FIRAT : Örnek almaktan kastınız, o’nun gibi bir oyuncu olmak veya o’nun gibi bir şahsiyet olmak istememse, öyle bir şahıs yok. Ama yaptığı işlerle takdir ettiğim şahıslar çok. Mesela entelektüel kişiliğine hayran kaldığım ve sonsuz saygı duyduğum Erhan Gökgücü bunların başında gelir. Şener Şen, Kemal Sunal, İlyas Salman, Metin Akpınar ve Zeki Alasya gibi oyuncularda doğallıklarıyla benim gözümde takdire şayan oyunculardır. Daha birçok beğenerek takip ettiğim oyuncu var ama Türk sinemasının temel taşlarını oluşturan bu ekibe ayrı bir sempatim var.
SF : Türk ve Dünya sinemasından beğendiğiniz oyuncu yada yönetmenler kimlerdir?
FIRAT : Yukarıda sıraladığım isimlere ek olarak, Çetin Tekindor, Fikret Kuşkan, Erdal Özyağcılar, Okan Yalabık gibi isimleri sayabilirim. Yönetmen olarak Çağan Irmak, Fatih Akın ve Zeki Demirkubuz’u beğeniyorum. Yabancı oyunculardan ise James Dean, Marlon Brando, Al Pacino, Robert De Niro, Edvard Norton, Anthony Hopkins, jim Kerry, Robin Williams, Javier Bardem, Nicolas Cage, Daniel Day Lewis, Morgan Freeman, Will Smith gibi isimleri sayabilirim. Yabancı yönetmenlerden de Quentin Tarantino, Mel Gibson, Emir Kustirica ve Tim Burton’ı beğeniyorum. Yerli ve yabancı olarak isimler çoğaltılabilir ama şuan aklıma gelenler bunlar oldu.
SF : Oyunculuğunuzun yanında şiarliğiniz ile de tanıyoruz. Şiiri bir zevk için mi yazıyorsunuz? Oyunculuğumu yoksa şairliğimi seçerdiniz gibi zor bir soru sorulsa hangisi olsun isterdiniz?
FIRAT : Bir oyuncu sadece oyunculuk yaparak hayatını sürdürürse bence o kişi sanatçı değildir. Sanat üretmeyi gerektirir ama oyunculuğun temelinde üretmekten çok yorumlamanın var olduğunu düşünüyorum. Önümüze bir tekst veya senaryo gelir, ona ben kendi yorumumu katıp oynarım, bir başkası daha farklı yorumlayıp oynar, buna üretkenlik diyemeyiz. Bence bir oyuncu şiir de yazabilmeli, senaryo da, bir tiyatro oyunu da. Bu yüzden oyunculuk ve şiir yazmayı ben ayrı kefelere koyamıyorum. Ben yorumcu değil sanatçı olmak yolunda ilerliyorum.
SF : İçinde Şiir yazma hevesi olan insanlara tavsiyeleriniz var mı.?
FIRAT : Tek tavsiyem, yazabilir miyim, insanlar beğenir mi yoksa bana güler mi diye düşünmeden, içlerinden geleni, samimi bir şekilde aktarmaları.
SF : STV ve yaptığı yapıtlar hakkında ne düşünüyorsunuz.?
FIRAT : STV’de bu 3. işim, bu galiba sizin için yeterli bir cevap olcaktır.
SF : Birazda diziden bahsedelim. Dizide hoşunuza giden karakter ve Fırat karakteri hakkında görüşleriniz nelerdir ?
FIRAT : Dizideki oyuncular içinde oyunculuğunu beğendiğiniz birisi varmı.. ( Çok zor bir seçim ama bir isim almak isteriz)
SF : KİM ?
FIRAT : Dizide hoşuma giden karakter, Kezban, çünkü dizinin en renkli karakteri olarak görüyorum onu.
Fırat, pozitif enerjisiyle, çevresindeki insanlara kısa zamanda verdiği güven duygusuyla ve en önemlisi samimiyeti ve içtenliğiyle oynamaktan gurur duyduğum bir karakter.
Hepsi birbirinden güzel oyuncular, o yüzden böyle bir ayrıma gidemeyeceğim.
SF : Dizimiz şuanda çok güzel yerlere geldi. Reyting sıralamasında v.s ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında ve bu dizide oynamak sizce nasıl bir duygu?
FIRAT : Dizideki ekip ruhunun seyirciye de yansıdığını düşünüyorum ve çok daha iyi yerlere gelebileceğimize inanıyorum. Başarı her zaman insanları gururlandırır, ortada bir başarı var ve ben bu başarının bir parçasıyım.
SF : Sette en çok kimlerle vakit geçirirsiniz. Ve bazı oyuncu arkadaşınızın belirttiği gibi STV setinin diğer setlerden farklı bir yanı var mı ?
FIRAT : Sette en çok, Ozan Çobanoğlu, Alpay Aksum ve Fatih Yurdakul ile vakit geçiriyorum ve çok eğlenceli bir ortamımız var. Onlarla çok vakit geçirmem diğer oyuncu arkadaşlarımla hiç vakit geçirmiyormuşum gibi anlaşılmasın lütfen, hepsini çok seviyorum ve onlarla da çok güzel vakitler geçiriyoruz. Diğer setlerden farklı olduğunu pek düşünmüyorum, çünkü önemli olan insanın, anlaşabildiği insanlarla çalışabilmesidir bence. Bu ortam sağlandığı sürece a kanalın seti veya b kanalın seti diye bir ayrım yapmam.
SF : Sitemiz üyelerine söylemek istediğiniz birşey var mı?
FIRAT : Herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyor ve birlikteliğimizin daim olmasını diliyorum.
SF : Bize vakit ayırdığınız için asıl biz teşekkür ediyoruz...
Eren Özyalçın (FIRAT) : 11 Eylül 1984’de Sivas’ta doğdum. Geçimini esnaflıktan sağlayan bir ailenin çocuğuyum. İlk, orta ve lise eğitimimi Sivas’ta tamamladım. Oyunculukla lise yıllarımda tanıştım, amatör topluluklarda birçok oyunda oynadım ve o yıllardan sonra tek idealim konservatuar okumak oldu. Bu ideale ulaşmak 4 yılımı aldı, 4 yıllık süreçte elektrik ve kamu yönetimi bölümlerindeki eğitimimi yarıda bıraktım. 2005 yılında Selçuk Üniversitesi Devlet Konservatuarını kazandım ve şuan son sınıf öğrencisiyim.
SF : Gerçek hayattaki Eren ile dizideki Fırat arasında ne tür benzerlikler veya farklılıklar var.?
FIRAT : Uyuştuğumuz noktalar var tabi ki ama farklı olduğumuz da birçok nokta var. İnsanlara yardım etme konusunda hemfikiriz Fırat ile, belki de karakterin en çok sevdiğim özelliği bu diyebilirim. Aşk konusuna gelince, Fırat belki tam olarak farkında değil ama aşkını karşılıksız yaşıyor ve Dila’nın duygularından tam olarak emin olmamasına rağmen çok peşin hükümlü bir tavrı var (cevabın evet ise yüzüğü takarsın, takmasan da sende kalabilir çünkü benim o yüzüğü verebilecek başka kimsem olmayacak). Yani, Eren ne kadar âşık olursa olsun, karşı taraftan bir ışık görmeden bu cümleyi kuramaz. Çünkü bu yalan olur, hepimiz insanız ve duygularımızla besleniyoruz ve ne zaman ne olacağı belli olmaz. İşte, Fırat ile uyuştuğumuz ve uyuşamadığımız birer örnek, örnekler çoğaltılabilir tabi ki..
SF : Tek Türkiye ' ye nasıl başladınız. İlk teklif geldiğinde ne hissettiniz.?
FIRAT : Tek Türkiye dizisine, STV’de daha önce yapmış olduğum işlerin referansı sayesinde başladım. İlk teklif geldiğinde çok mutlu oldum, çünkü benim için avantajlı bir iş olduğunu düşünüyorum. Hem Konya’da çekilmesi açısından, hem de tutmuş bir dizinin parçası olmak gerçekten gurur verici.
SF : Sinema dünyasında örnek aldığınız bir oyuncu var mı?
FIRAT : Örnek almaktan kastınız, o’nun gibi bir oyuncu olmak veya o’nun gibi bir şahsiyet olmak istememse, öyle bir şahıs yok. Ama yaptığı işlerle takdir ettiğim şahıslar çok. Mesela entelektüel kişiliğine hayran kaldığım ve sonsuz saygı duyduğum Erhan Gökgücü bunların başında gelir. Şener Şen, Kemal Sunal, İlyas Salman, Metin Akpınar ve Zeki Alasya gibi oyuncularda doğallıklarıyla benim gözümde takdire şayan oyunculardır. Daha birçok beğenerek takip ettiğim oyuncu var ama Türk sinemasının temel taşlarını oluşturan bu ekibe ayrı bir sempatim var.
SF : Türk ve Dünya sinemasından beğendiğiniz oyuncu yada yönetmenler kimlerdir?
FIRAT : Yukarıda sıraladığım isimlere ek olarak, Çetin Tekindor, Fikret Kuşkan, Erdal Özyağcılar, Okan Yalabık gibi isimleri sayabilirim. Yönetmen olarak Çağan Irmak, Fatih Akın ve Zeki Demirkubuz’u beğeniyorum. Yabancı oyunculardan ise James Dean, Marlon Brando, Al Pacino, Robert De Niro, Edvard Norton, Anthony Hopkins, jim Kerry, Robin Williams, Javier Bardem, Nicolas Cage, Daniel Day Lewis, Morgan Freeman, Will Smith gibi isimleri sayabilirim. Yabancı yönetmenlerden de Quentin Tarantino, Mel Gibson, Emir Kustirica ve Tim Burton’ı beğeniyorum. Yerli ve yabancı olarak isimler çoğaltılabilir ama şuan aklıma gelenler bunlar oldu.
SF : Oyunculuğunuzun yanında şiarliğiniz ile de tanıyoruz. Şiiri bir zevk için mi yazıyorsunuz? Oyunculuğumu yoksa şairliğimi seçerdiniz gibi zor bir soru sorulsa hangisi olsun isterdiniz?
FIRAT : Bir oyuncu sadece oyunculuk yaparak hayatını sürdürürse bence o kişi sanatçı değildir. Sanat üretmeyi gerektirir ama oyunculuğun temelinde üretmekten çok yorumlamanın var olduğunu düşünüyorum. Önümüze bir tekst veya senaryo gelir, ona ben kendi yorumumu katıp oynarım, bir başkası daha farklı yorumlayıp oynar, buna üretkenlik diyemeyiz. Bence bir oyuncu şiir de yazabilmeli, senaryo da, bir tiyatro oyunu da. Bu yüzden oyunculuk ve şiir yazmayı ben ayrı kefelere koyamıyorum. Ben yorumcu değil sanatçı olmak yolunda ilerliyorum.
SF : İçinde Şiir yazma hevesi olan insanlara tavsiyeleriniz var mı.?
FIRAT : Tek tavsiyem, yazabilir miyim, insanlar beğenir mi yoksa bana güler mi diye düşünmeden, içlerinden geleni, samimi bir şekilde aktarmaları.
SF : STV ve yaptığı yapıtlar hakkında ne düşünüyorsunuz.?
FIRAT : STV’de bu 3. işim, bu galiba sizin için yeterli bir cevap olcaktır.
SF : Birazda diziden bahsedelim. Dizide hoşunuza giden karakter ve Fırat karakteri hakkında görüşleriniz nelerdir ?
FIRAT : Dizideki oyuncular içinde oyunculuğunu beğendiğiniz birisi varmı.. ( Çok zor bir seçim ama bir isim almak isteriz)
SF : KİM ?
FIRAT : Dizide hoşuma giden karakter, Kezban, çünkü dizinin en renkli karakteri olarak görüyorum onu.
Fırat, pozitif enerjisiyle, çevresindeki insanlara kısa zamanda verdiği güven duygusuyla ve en önemlisi samimiyeti ve içtenliğiyle oynamaktan gurur duyduğum bir karakter.
Hepsi birbirinden güzel oyuncular, o yüzden böyle bir ayrıma gidemeyeceğim.
SF : Dizimiz şuanda çok güzel yerlere geldi. Reyting sıralamasında v.s ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında ve bu dizide oynamak sizce nasıl bir duygu?
FIRAT : Dizideki ekip ruhunun seyirciye de yansıdığını düşünüyorum ve çok daha iyi yerlere gelebileceğimize inanıyorum. Başarı her zaman insanları gururlandırır, ortada bir başarı var ve ben bu başarının bir parçasıyım.
SF : Sette en çok kimlerle vakit geçirirsiniz. Ve bazı oyuncu arkadaşınızın belirttiği gibi STV setinin diğer setlerden farklı bir yanı var mı ?
FIRAT : Sette en çok, Ozan Çobanoğlu, Alpay Aksum ve Fatih Yurdakul ile vakit geçiriyorum ve çok eğlenceli bir ortamımız var. Onlarla çok vakit geçirmem diğer oyuncu arkadaşlarımla hiç vakit geçirmiyormuşum gibi anlaşılmasın lütfen, hepsini çok seviyorum ve onlarla da çok güzel vakitler geçiriyoruz. Diğer setlerden farklı olduğunu pek düşünmüyorum, çünkü önemli olan insanın, anlaşabildiği insanlarla çalışabilmesidir bence. Bu ortam sağlandığı sürece a kanalın seti veya b kanalın seti diye bir ayrım yapmam.
SF : Sitemiz üyelerine söylemek istediğiniz birşey var mı?
FIRAT : Herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyor ve birlikteliğimizin daim olmasını diliyorum.
SF : Bize vakit ayırdığınız için asıl biz teşekkür ediyoruz...